Gelişmekte Olan Ülkelerin Özellikleri
Gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin coğrafi koşulları, sosyolojik özellikleri ve siyasal yapıları birbirinden farklıdır. Bu yüzden de ülkelerin bütün özelliklerini kapsayan bir gelişmişlik ya da az gelişmişlik tanımı yapmak pek mümkün değildir. Ancak gelişmekte olan ülkeler ayırımı yapılırken, ülkelerin temel bazı ortak özellikleri dikkate alınır.
Aşağıda bu özellikler, gelişmekte olan ülkeler için özetlenmektedir:
♦ Kişi başına gelir düzeyi düşüktür. Yoksulluk sınırı bazı ülkelerde kişi başına günde 2 doların altına kadar düşebilmektedir. Bunun da en önemli nedeni de yatırım miktarındaki ve dolayısıyla mal ve hizmet üretimindeki aşırı yetersizliktir. Diğer bir nedeni de ekonomide parasallaşma düşük olduğundan, gelirin olduğundan düşük görünmesidir.
.♦ Kişi başına gelirin düşük olmasının önemli sonuçlarından birisi tasarrufların düşük ve dolayısıyla sermaye birikiminin yavaş olmasıdır.
♦ Nüfus artış hızı yüksektir ve bu nüfusun önemli bir bölümü kırsal bölgelerde yaşamaktadır. Dolayısıyla kentleşme oranı düşüktür.
♦ Üretim yapısı tarım ağırlıklıdır ve tarımsal üretim büyük ölçüde geleneksel yöntemlerle yapılmaktadır. Verimlilik düşük ve gizli işsizlik yaygındır. Kente göçle beraber, sermaye birikimi yetersiz ve beşerî sermaye düşük olduğunda, işsizlik artmaktadır.
♦ Gelir dağılımı adaletsiz bir yapı arz etmektedir. Zenginlik dar bir kesimin elinde birikmekte ve bu kaynaklar verimli alanlardan ziyade üretken olmayan, rantı yüksek alanlara yönelmektedir. Geniş bir kesimin temel ihtiyaca yönelik tüketimi yetersiz iken dar bir kesimin lüks tüketimi yüksektir.
♦ Eğitim düzeyi düşüktür. Bu durum bir yandan üretim sürecinde insanların verimliliğini düşürürken, diğer yandan da sosyal kalkınma açısından bir engel teşkil etmektedir. Ülke yönetiminde bireylerin söz sahibi olması, temel haklar konusundaki sorunlar ve bireylerin kendilerini ifade etme imkânları kısıtlıdır.
♦ Sağlık hizmetlerinin miktarı ve kalitesi düşüktür, ki bu da düşük eğitim düzeyinden kaynaklanmakta olan bilinçsizlik iken diğer önemli bir nedeni de sağlığa ayrılan kaynakların yetersiz kalmasıdır. Bu yüzden de bireylerin yaşam süresi kısa, çocuk ölümleri yüksektir.
♦ Az gelişmiş ülkelerin önemli bir çoğunluğu otoriter siyasal rejimlerle yönetilmektedirler. Gelişmiş ülkelerde çoğunlukla hâkim olan ve bireyin kararlarının önemsendiği demokratik yönetimlerden farklı olarak, bir birey veya grubun baskı ile yönettiği bu ülkelerde, toplumun geniş kesimleri karar süreçlerinin dışında kalmaktadır.
♦ Genel olarak özetlenen bu özellikleri nedeniyle bu ülkelerde kişi başına gelirin artmasına yönelik sorunlar olduğu gibi, artan gelirin yatırıma dönüşmesi ve ülke gelirini arttıracak kaynaklara yönelmesi de sınırlı kalmaktadır. Kaynakların üretken ve istihdam yaratacak alanlardan ziyade, üretken olmayan, rant getirici ve gelir dağılımını daha da bozan spekülatif alanlara yönelmesi söz konusu olmaktadır. Diğer taraftan, üretken yatırımlar yapılsa bile belirli bir donanıma sahip (nitelikli) iş gücü konusundaki yetersizlik caydırıcı etki yapmaktadır. Bu süreç, yüksek düzeyde bir gelir artışını engellediği gibi, artan gelir de toplumun belirli bir kesiminin elinde toplanmakta ve toplumun zengin ve fakir kesimi arasındaki uçurum büyümektedir.