Halk arasında Ecüş Mecüş olarak anılan ancak gerçek ismi “Yecüc Mecüc” olan doğaüstü yaratıklar kıyamet öncesinde dünyaya gelip dünyayı talan edecek olan yaratıklardır. Birçok kişi Yecüc ve Mecüc nedir ve Ecüş Mecüş ne zaman gelecek sorularını sorduğu için sizlere dünden bu güne kadar anlatılan hikayeleri aktaracağımız gibi bu olayın dini boyutuna da değinmeye çalışacağız.
Yecüc ile Mecüc ahir zamanda olmamızdan dolayı gelmeleri iyice yaklaşmış olan doğaüstü varlıklardır. Hikasi çok kötü anlatıldığı için insanlar bu varlıklar ile karşılaşmak istememektedir. Korkutucu hikayeleri olsa da bizler ya da gelecek nesilde yer alan insanlar çaresizce bu yaratıklar ile karşılaşacaktır. İslam dinine iman etmiş olan kişiler olarak bu varlıklara inanmaya ve Yüce Yaratıcıdan yardım dilemeye devam etmemiz gerekmektedir.
Yecüc ve Mecüc; denilen varlıklardan Kitab-ı Mukaddes’in Yaratılış, Hezekiel, Vahiy kitaplarında ve Kuran-ı Kerimde bahsedilir. Bu mahluklar, çeşitli mitolojilerde ve kültürlerde insanlar olarak ya da dev, şeytan, milliyetçi kavimler veya ülkeler olarak anılır.
Yecüc ve Mecüc kavimlerinden, Kur’an’da ve bazı hadislerde bahsedilmektedir. İslam geleneğinde Sahih-i Buhari’de geçen bir hadise göre, Yecüc ve Mecüc “Âdemoğulları”dır, yani insandırlar, belirli bir halkın kovulmuş oldukları yıkık bir şehre o halk geri döndükleri zaman Yecüc ve Mecüc salıverileceklerdir. Bazı bilginler bu şehrin Kudüs olduğunu öne sürdüler.
Yecüc ve Mecüc kavimlerinin isimleri Kur’an’ın Kehf Suresi ve Enbiya Suresi’nde geçmektedir. Ayetlerde Zülkarneyn, seyahatleri sırasında, hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavme rastlar. Kavim Zülkarneyn’e, bozgunculuk yapan Yecüc ve Mecüc kavimlerinden koruyacak bir set yapmasını isteyerek kendisine vergi vermeyi teklif ederler. Zülkarneyn, onların vergi teklifini, kendisinin Allah tarafından güçlü kılındığını belirterek reddeder ve kendisine demir kütleleleri getirmelerini ister. “İki Sed” diye tabir edilen sedlerin arası eşitlenince, demirlerin kaynaştırılmasını ister, iş bittiğinde seddeyn, aşılması güç bir sed hâline gelir. Yecüc ve Mecüc isimli kavimler artık bu seddi aşamazlar. Zülkarneyn kavme “Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.” der.
93 – Nihayet iki dağ arasına ulaştığında, onların önünde, hemen hemen hiç söz anlamayan bir millet buldu. 94 – “Ey Zülkarneyn!” dediler, “Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi vermeyi teklif ediyoruz, ne dersin?” 95 – O da şöyle cevap verdi: “Rabbimin bana verdiği imkânlar, sizin vereceğinizden daha hayırlıdır. Siz bana beden gücüyle yardımcı olun da sizinle onlar arasında sağlam bir sed yapayım.” 96 – “Demir kütleleri getirin bana!” Zülkarneyn iki dağın arasını demir kütleleriyle doldurtup dağlarla aynı seviyeye getirince: “Körükleyin!” dedi. Tam onu bir ateş haline getirince, “Bana erimiş bakır getirin de üzerine dökeyim.” dedi. 97 – Artık o Ye’cüc ve Me’cüc’ün, ne seddi aşmaya, ne de onda delik açmaya güçleri yetmedi. 98 – Zülkarneyn: “Bu, Rabbimden bir rahmettir, bir lütuftur, dedi. Rabbimin tayin ettiği vakit gelince, bunu yerle bir eder. Rabbimin vâdi mutlaka gerçekleşir.” 99 – O gün, yani kıyamet günü onlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak çalkalanırlar. Sûr’a da üfürülür, insanların hepsini bir araya toplarız.